3 Temmuz 2012 Salı

Düzensiz Adet Kısırlık Belirtisi Olabilir

kadınlar adet görme - yumurtlama - yumurtalık hormonları - polikistik over sendromu







Düzensiz Adet Kısırlık Belirtisi Olabilir Kadın Hastalıkları ve Doğum kadınlar,adet görme,yumurtlama,yumurtalık,hormonlar,polikistik over sendromuYumurtlama; üreme çağındaki kadınların her ay yumurtalarından bir veya bazen de iki yumurta hücresinin olgunlaşıp, yumurtalık dışına atılması ve tüplerden alınarak rahme taşınmasıdır.





Yumurtlama olabilmesi için kadının hormon dengesinin normal olması gerekiyor. Hormonlar eğer düzenli çalışıyorsa, her ay bir yumurtalıktan yumurtlama olur. Bir ay birinden yumurtlama olurken, diğer ay öbür yumurtalık dinlenir. Yani aynı anda iki yumurtalıktan birden yumurtlama olmaz.



*Yumurtlamanın Olup Olmadığı Nasıl Anlaşılır?

Kadının her ay adetinin 13. günü ila 17. günü arasında yumurtlama ağrısı dediğimiz bir ağrı oluşur. Kadın, her ay karnının bir tarafında gelip geçici, şiddetli olmayan bir ağrı tarif eder. Bu ağrı yumurtlamayı gösterebilir. Bu ağrı, kadınların hepsinde vardır ama ancak %60-70 i belirgin bir şekilde hissedebilir. Yani, kadınlar bazen yumurtlamayı kendileri bile hissedebilir. Kadınlarda yine adetin 13. ve 17. günleri arasında, yumurtlamadan dolayı kadınlık hormonları arttığı için rahim ağzı sıvı miktarı ve akışkanlığı da artar. Kadınlar bu dönemlerde sümüksü bir akıntının arttığını fark eder. Bu da kadınlarda yumurtlamayı gösteren bir belirtidir. Onun dışında biz doktorlar ise farklı yöntemler uygularız. Örneğin; ultrasonda yumurtlamanın olup olmadığını tespit edebiliriz. Yumurtanın gelişimini ve çapını ölçeriz. Yumurtanın 18-20 milimetre çapa gelmesi de kadında yumurtlama olduğunu gösterir. Ayrıca kadınlarda vücut ısısı da yumurtlamanın göstergelerinden biridir.



Kadınlar kendileri, adetlerinin başından itibaren her akşam vücut ısılarını termometre ile koltuk altı veya ağız içinden ölçebilirler. Genellikle adetlerinin 13. ve 17. günleri arasında ateş yarım veya 1 derece artış gösterir. Bu grafik de kadınlarda yumurtlamanın olduğuna dair bir kanıttır. Ayrıca rahim içi doku gelişmesinin artması, yani dokunun kalınlığının artması da yumurtlamanın göstergelerinden biridir. Kadınların adetlerinin 21-22. günleri arasında progestron hormonunun artışı da bize yumurtlamanın olduğunu gösterir. Ayrıca rahim içi dokudan adete bir-iki gün kala parça alarak tahlile göndeririz ve tahlil sonucunda rahim içi dokudaki hormonal değişimlere bakarak yumurtlama olup olmadığını anlarız.



*Yumurta Bozukluğu Nedir ve Nedenleri Nelerdir?

Kadında yumurtlama; beynimizdeki hipofiz bezinden salgılanan FSH ve LH adlı hormonların yumurtalıkları uyarması ve 10-12. günde yumurta hücresinin gelişmesi şeklinde olur. Bu düzenekte bir bozukluk varsa, yani beyindeki hipofiz bezi ile yumurtalık arasındaki ilişkiyi bozan bir faktör varsa o zaman yumurtlama bozukluğu olur. Bu faktörleri şöyle özetleyebiliriz:

-Beynimizde hipofiz bezinde küçük tümörler varsa,

-Yumurtalıkta kist veya tümörler varsa,

-Yumurtalığın kendisinde hormon bozuklukları varsa,

-Beynimizde guatr hormon bozuklukları varsa (özellikle hipotiroidi ve hipertiroidi),

-Böbrek üstü bezlerinin mekanizmasında bozukluk varsa,

bunlar da yumurtlamayı bozar. Böbreküstü bezinden salgılanan androjen hormonu dediğimiz erkeklik hormonları, yumurtalığın yapısını bozarak, yumurta gelişimini ve dolayısıyla da yumurtlamayı engeller. Bunların dışında; stres, sıkıntılar, ölümler, üzüntüler, boşanmalar, ayrılmalar, savaş gibi durumlar yani sinire ve strese bağlı durumlar da yumurtlamayı bozar. Onun dışında yine "Polikistik Over Sendromu" da (PKOS) aynı şekilde yumurtlamayı bozan nedenlerin başında gelir. Öte yandan diğer hormon bozuklukları, kullanılan bazı ilaçlar ve yumurtalık tümörleri de yumurtlamayı engelleyebilir.



*Yumurtlama Bozukluğunun Tedavisi Var mı?

Yumurtlama bozukluğunun tedavisi vardır. Eğer hastanın yumurtalığında, beyninde veya hipofiz bezinde tümör yoksa, kistler yoksa ve tüpleri normalse o zaman bu hastada yumurtlama tedavisi uygulanabilir. Yumurtlama tedavisinde en önemli adım, hastalığın altındaki nedeni belirleyip ortadan kaldırmak ve sonra ilaç tedavisine geçmektir. Eğer hastada guatr hormon bozukluğu, şeker hastalığı veya böbrek üstü bezlerinde bozukluk varsa öncelikle bu sorunlar tedavi edilip ortadan kaldırılır. Sonrasında kadın kendiliğinden hamile kalır ama eğer kalmazsa o zaman yumurtlama tedavisi uygulanır. Yumurtlama tedavisinde, ilk önce ağızdan kullanılan hap şeklinde ilaçlı tedavi uygulanır. Adetin 5. gününde başlanır, beş günlük yumurtlama tedavisi sonucunda %80 yumurtlama olur. Ama %40-45 inde hamilelik oluşur. Eğer yumurtlama haplarına rağmen hamilelik oluşmuyorsa, o zaman yumurtayı büyüten FSH ve LH hormonları hastaya dışarıdan iğneyle belli dozlarla verilir ve hasta takip edilir. Yumurta gelişimi olduğunda da yumurtayı çatlatmak için bir iğne yapılır ve yumurtlama gerçekleşir. Yumurtlamadan 24-36 saat sonra eşlerin birlikte olması önerilir. Ya da bu hastalara bu dönemde aşılama tedavisi uygulanarak hamile kalması sağlanır.



*Yumurtalıklar Neden İflas Eder?

Bazı durumlar vardır ki, o kişilerde yumurtalıklar çalışmaz. Bunlardan birincisi genetik sorunlardan kaynaklı olandır. Bazı kadınlar genetik bozukluk nedeniyle erkenden (25-35 yaş arasında) menopoza girebiliyorlar. Menopozda yumurta üretimi tamamen durduğu için adet de görmezler ve yumurtlama da olmaz. İkincisinde ise hastalar tümör vb. nedenlerle yumurtalıkları alınmışsa yumurtlama olmaz. Üçüncüsünde, yumurtalıklara müdahale yapılmış, kist veya tümör çıkarılmış ama yumurtalık korunduğu halde bazen ameliyattan kaynaklanan nedenlerle yumurtalıklar bozulmuştur ve normal fonksiyonunu kaybeder, iflas eder ve çalışmaz.



Ayrıca imünolojik dediğimiz sebepler, bağışıklık sistemini bozan alerjik maddeler (virüsler vb.) imünolojik yumurtalık yetmezliğine sebep olabilir. Kanser tedavisi sırasında uygulanan kemoterapi veya şua yöntemleri de erken menopoza, dolayısıyla da yumurtalıkların iflasına neden olabilir. Burada özellikle bir noktayı vurgulamak istiyorum; kadınlarda sigara kullanımı yumurtalık fonksiyonlarını ileri derecede bozar. Bu da erkenden menopoza sokar; yani menopoz yaşını en az 5-6 yıl erkene alır. Ayrıca menopoza girmeyip, adet görmeye devam etse bile yumurtalık fonksiyonları bozularak hamile kalma şansını azaltabilir. Bu nedenle sigara içmek ciddi bir risk faktörüdür.



*Polikistik Over Sendromu (PKOS) Nedir?

PKOS, kadınlarda en sık görülen yumurtlama fonksiyon bozukluğunun adıdır. Normalde kadınların yumurtalıklarında her ay bine yakın yumurta hücresi gelişmeye devam eder ama son seçilme dönemine gelindiğinde bunlardan 20 ila 50 tanesi seçilir. Bunlar o ayki gelişen yumurta grubunu oluşturur. Bu 50 ye yakın yumurta da 5-6 gün geliştikten sonra içlerinden bir tanesi olgunlaşır ve o ayki yumurtlama sonunda oluşacak yumurta haline gelmek üzere bu gelişimini devam ettirir. 18-20 milimetreden sonra da çatlar ve yumurtlama olur.



Diğer yumurtalar ise geriler ve kaybolur. Bazı durumlar vardır ki, bu mekanizma bozulmuştur. Yumurtalıklardaki yumurta hücreleri 8-10 milimetre çapa geldiklerinde daha fazla gelişemezler ve büyümezler. Bunlar, yumurtalık içinde küçük küçük kistler halinde kalır. Çapları, 5 ila 10 milimetre arasında değişir. İsminden de anlaşılacağı üzere polikistik yani çok sayıda küçük yumurta kistleri oluşur. Yumurta tam gelişip yumurtlama oluşturamadığı için PKOS den sonra da yumurtalıklar büyümeye başlar. Büyüyünce de yumurtalıktan erkeklik hormonları salgılanır. Bu da yumurtalığın yapısını, hastanın şeker metabolizmasını bozar. Adet düzenleri bozulur ve gecikmeli (2-6 ay) adet görürler. İşte biz bu duruma PKOS diyoruz. PKOS; gerçek bir kist değildir.



*PKOS Neden Ortaya Çıkıyor ve Nasıl Kısırlığa Neden Oluyor?

Vücutta hormon salgısını düzenleyen bazı enzimler vardır. O enzimler, kolesterolden kadınlık hormonlarını oluşturur ve hormon dengesini sağlar. Ama bazen anne karnındayken bu enzimlerde bir bozukluk oluşur ve bu da kadınlık hormonlarının yapısını bozduğu için yumurtalıklarda sapma meydana gelir ve hormon dengesi bozulur. Onun sonucunda yumurtalıklar büyür, içinde çok sayıda küçük küçük yumurta hücreleri olur, adetler gecikir, yumurtlama olmaz ve kısırlık sorununa yol açar.



*PKOS Kısırlık Dışında Başka Hangi Sorunlara Yol Açıyor?

PKOS; sadece bir kısırlık ya da yumurtlama sorunu değildir, aynı zamanda hastalarda çeşitli sağlık sorunları da yaratabilir. PKOS, kısa sürede yumurtlamanın olmaması, adetlerin gecikmesi ve kısırlığa yol açmasının dışında, hastaların orta derecede kilo almasına da neden olur. Çünkü yumurtalıktan salgılanan erkeklik hormonları şeker metabolizmasını bozduğu için kilo alma eğilimini arttırır; hastalar 6 ila 15 arasında kilo alırlar. Ayrıca hastaların %60ı, uzun vadede (40-50 li yaşlarda) şeker hastası olarak karşımıza çıkar. Yine uzun vadede tansiyon ve kalp hastalığı da gelişebilir. Bu hastaların bir kısmında ileriki yıllarda rahim ve meme kanseri oluşabilir.



*PKOS Nasıl Tedavi Edilir?

Tedavisinde amacımız öncelikle hastaların zayıflaması ve kilo kontrolünün sağlanmasıdır. Bunun için de ekmekten, beyaz undan ve şekerden kaçınmalarını, bol posalı ve lifli gıdalar tüketmelerini öneriyoruz. Ancak sadece diyet de yeterli gelmiyor. PKOS hastalarında hormon dengesi bozuk olduğu için az da yeseler akranlarına oranla kilo eğilimi oluyor. Çünkü enerji ve şeker metabolizmaları bozulduğundan, sonuçta yediklerini vücutta yağ dokusuna dönüştürüp depo ederler ve bu da kilo almalarına neden olur. İşte bu nedenle diyetten sonra hastalara hareketlerini arttırmalarını öneririz. Günlük yaşamda aktif olmalarını isteriz. Haftada en az üç kez, en az yarım saat olmak şartıyla çok hızlı yürüyüşler (bazen de koşu olabilir) öneririz. Diyet ve egzersizle hastanın genel sağlığını koruruz. Eğer hastanın çocuk beklentisi varsa; zayıflatıyoruz ve şeker metabolizmasını düzenleyici ilaçlar veriyoruz. Bu hastaların %40-50 sinde hamilelik kendiliğinden oluşur. Ama eğer gebe kalamazlarsa o zaman yumurtlama ilaçları kullanırız. Ancak bazı hastalar var ki; çocukları var, hamile kalmak gibi bir beklentisi yok ama PKOS nedeniyle sağlık sorunları (geç adet görme, tansiyon, şeker, meme ve rahim kanseri riski vb.) yaşıyorlar. Bu koşullarda da hastanın mutlaka tedavi edilmesi gerekiyor. Bu tür hastaları kolesterolünü, şekerini, trigiliserit ve yağlarını ölçüp, ona göre tedavi ederiz. Bu tedavide amacımız hem hastaların düzenli adet görmesini sağlamak, hem de rahim içindeki aşırı gelişmeyi kırarak ileride rahim kanseri gelişme riskini azaltmaktır.



*Ne Zaman Ameliyat Gerekir?

PKOS de her zaman ameliyat yapmayız. Ama bazı durumlar var ki; hastayı tedavi etmemize rağmen yumurtlama olmaz, hormon dengesi düzensizdir. Yani her şeye rağmen düzelmez. Eğer hastanın kısırlık problemi ve çocuk beklentisi varsa, yumurtlama ilaçlarına rağmen de hamile kalamıyorsa o zaman iki seçenek var; ya tüp bebek tedavisine alırız ya da ameliyat ederiz. Ameliyat için karından laporoskopi dediğimiz bir aletle gireriz. Kapalı ameliyatla her yumurtalığa lazerle 5-6 küçük delik açarız. Yumurtalıktaki erkeklik hormonu dediğimiz androjen hormonunu salgılayan kısmı azaltırız ve yumurtalık üzerindeki baskılayıcı etkisini ortadan kaldırırız.



*PKOS un Gebe Kadında Olumsuz Etkileri Var mı?

PKOS lu kadınların %30 ila 50 si kendiliğinden hamile kalır. Bu kadınlar gebelik süresinde PKOS nin olumsuz etkileriyle karşılaşabilirler. Çünkü bu tür hastaların şeker metabolizması bozuktur. Böyle olunca da hamilelik sırasında aşırı kilo artışı olabilir, gebelikte şeker hastalığı gelişebilir, vücutta şişlikler görülebilir, gebeliğin 6. ayından itibaren tansiyon yükselmesi ve gebelik zehirlenmeleri gelişebilir. O yüzden bu hastalar özellikle gebelik döneminde iyi bir şekilde takip edilmeli ve tedavileri de ona göre düzenlenmelidir. PKOS u bulunan ve hamile kalan kadınlar gebelik döneminde özellikle yemeklerinde unlu ve hamurlu yiyeceklerden kesinlikle uzak durmalı, egzersiz yapmalı ve lifli gıdalar tüketmeye özen göstermelidir.



PKOS lu kadınlar çocuk sahibi olsalar bile ben bu hastalıktan kurtuldum dememeliler, yaşam boyu sağlıklarına dikkat etmelidirler. Kalp, tansiyon, şeker hastalığı ve meme ile rahim kanseri riski açısından düzenli olarak kontrollerini yaptırmaları gerekir. Diyetlerine dikkat etmeli, düzenli olarak egzersiz yapıp hareketli olmaya özen göstermelidirler. PKOS nin tedavisi vardır ama ihmal edilmemelidir. Gecikme olduğunda sorun daha çok artar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder