doğal yaşam etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
doğal yaşam etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Temmuz 2014 Cumartesi

Bitkisel Şifa: Enginar

Enginar Bitkisi: Yumru şeklinde çiçekleri olan ve 2 metreye kadar uzayabilen bir bitki olan Enginar, A ve C vitaminleri ile kalsiyum, potasyum, demir, manganez ve fosfor mineralleri açısından zengindir.
Enginarın Faydaları:
Enginar karaciğer için çok faydalıdır; karaciğeri korur ve karaciğer hastalıklarının daha çabuk iyileşmesini sağlar.
Karaciğer, böbrek ve bağırsakların düzenli çalışmasına yardımcı olur ve böbrek kumlarını döker.
Sindirimi kolaylaştırır.
İdrar söktürücüdür.
Hücrelerin yıpranmasını engelleyerek yaşlanmanın etkilerini azaltır.
Sarılıkta faydalıdır.
Romatizma şikâyetlerini azaltır.
İshali keser.
Ter kokusunu giderir.
Ateş düşürücü ve iştah açıcıdır.
Kandaki şeker oranını ayarlar, kolesterolü düşürür.
Vücuda dinçlik verir.
Bedeni ve zihinsel yorgunluğu giderir.
Meme, rahim ağzı ve prostat kanserini önlemeye yardımcı olur.
Enginar kalbi ve damar sağlığını korumakta da etkilidir.

Yulaf candır!

Ortaçağdan beri ilaç ve gıda olarak kullanılır.
Yulafta sabit yağ, azotlu maddeler ve karbonhidratlar bulunmaktadır. Haricen yulaf lapası çıbanları olgunlaştırmada kullanılır. %5’lik çayı idrar çoğaltıcı, müshil, kuvvet verici olarak kullanılır. Nekahat döneminde ve çocuklarda kuvvet verici olarak tercih edilir.
Yulaf unu çocuk maması yapımında, ilaç sanayinde kullanılır. İktidarsızlığı, mide ve bağırsak bozukluklarını gidermede yardımcı olurken, kandaki şekeri düşürmek için kullanılabilir.

Sağlıklı günler dileriz..

Doğanın Hediyesi Antibiyotik Bitkiler!


20.Yüzyılın mucize şifası olarak tanıtılan olan antibiyotik, gereksiz yere ve yüksek dozlarda kullanıma bağlı direnç kazanan bakterilerle mücadelede yenilme aşamasına geldi. Doğal ya da bitkisel içerikli çözümlere başvurmanın tam zamanı!
Bilim adamları, dünya çapında önemli bir sağlık problemi olduğu söylenen antibiyotik kullanım sıklığı için hızla tedbir alınması gerektiğini belirtiyor. Kullanım sıklığında Avrupa’da ilk sırada yer alan Türkiye, risk altında olan ülkeler arasında gösteriliyor.
Prof. İbrahim Saraçoğlu’nun yaptığı çalışmalar sonucu kurusoğan, sarımsak ve pırasanın antibakteriyel (antibiyotik) ve ağrı kesici (analjezik) etkileri olan maddeler içerdiğini gördüğünü belirtti. Doğal antibiyotik güç, sarımsakta diğerlerinden daha fazladır.
Erişkin soğanın ağrı kesici etkisi ise maksimum düzeye çıkar. Aynı aileye (familya) ait bu üç sebze yetişkin evrelerinde kür olarak uygulandıklarında birbirlerinden tamamen farklı hastalıklara karşı direnç oluşturabilmektedirler. Ayrıca Pırasa, böbrekte oluşan litogen yapıya karşı etkili olurken, sarımsak ise vücudun bazı bölgelerinde oluşan plaklara karşı etkin rol oynayabilmektedir.
Prof. Saraçoğlu bizlere örnek bir kür de sunuyor. İltihaplı prostata bağlı ağrılara karşı bir hafta boyunca her gün iki öğün, sabah ve akşam ikişer adet orta boy kuru soğan preslenip yarım dilim ekmekle beraber tüketilir. Presleme esnasında çıkan soğanın suyunu ziyan etmeyiniz ve de kesinlikle tuzlamayınız. Soğanı presleme imkânı bulamıyorsanız, ağızda uzun uzun çiğneyerek beraberinde yarım dilim ekmekle beraber tüketebilirsiniz. Katı meyve sıkacakları, soğan suyunu çıkarmak için de mükemmel bir çözümdür. Kuru soğanın suda veya ateşte pişirilmeden çiğ olarak tüketilmesi gerekir.
Sağlıklı günler.. Mükemmel bünyeler..

Üvez Diyabete Çare!


Şeker hastaları müjde gibi haber..
Üvezin meyveleri; şekerler (sorbos), malik asit, parasorbinik asit vitamin C ihtiva eder. Özellikle bir şeker olan sorbos, şeker hastaları rejimi için iyi bir tatlandırıcı olarak kullanılabilir.
Yaprakları ve meyveleri ishali kesmeye yardımcı olur. Ayrıca C vitamini bakımından zengin olan meyvelerinin; idrar söktürücü ve kadınlarda adet söktürücü özelliğine sahip olduğu bilinmektedir. Muşmulaya benzeyen üvez olgunlaştığı zaman yenir. Şurup ve ekstraları da kullanılabilir.
Sağlıklı günler!

Bitkilerden Safra Kesesi İltihabına Şifa!



Birçoğumuz ya safra kesesi taşı ya da safra kesesi iltihabı nedeniyle doktora başvurmuşuzdur. Ancak bitkilerin doğal dünyası bizlere sonsuz tedavi seçeneklerini, hem de hiçbir yan tesir olmadan sunuyor.
Aşağıda da geleneksel yöntemlerle hazırlanmış ve safra kesesi iltihabı durumunda kullanabileceğimiz bir karışım mevcut.
* 2 ölçü hatmi kökü
* 1 ölçü ısırganotu
* 1 ölçü nane.
* 1 ölçü civanperçemi
* 1 ölçü pelinotu
Hazırlanışı ve Kullanımı:
Bitkiler ve kökler ölçülüp, ince ince kıyılır. Ardından iyice karıştırılır. Bir yemek kaşığı dolusu bitki akşamdan 1 bardak soğuk suya eklenir ertesi sabahsüzülür ve gün boyunca yudumlanarak içilir (gün boyunca 2 bardak da olabilir).
Karaturp özsuyu safrakesesi ve safra yolları iltihabını yatıştırabilir. Başlangıçta günde 100g taze sıkılmış karaturp özsuyu gün boyuna yayılarak yudumlanır ve kademeli olarak 300g’a kadar çıkarıldıktan sonra yine kademeli olarak 100g’a dönülür. Bu özsu kürü 14 gün içinde tamamlanır. Karaturp özsuyu her gün taze hazırlanır. Sağlıklı günler!

Sinir Sistemi Hastalıklarına Bitkisel Çözüm :Çuha Çiçeği


Çuha çiçeğinin bilinen faydaları saymakla bitmez, ancak burada bazılarını anmak istiyoruz. İştah açtığıi vücuda rahatlık verdiği, kramp çözüzü olduğu ve idrar söktürdüğü halk arasında bilinen belli başlı faydalarıdır.
Bu bitkiden elde edilen çuha çiçeği yağı bir çeşit sinir sistemi hastalığı olan, halk arasında sık sık “MS hastalığı nedir “sorusuna maruz kalan Multipl Skleroz (MS)’a karşı oldukça etkilidir. Zaten çuha çiçeği sinir sistemi hastalıklarında etkin bir bitkisel çözüm kaynağı olması açısından çok önemlidir.
Kökleri ve çiçekleri kurutulduktan sonra suda kaynatılarak kullanılabileceği gibi, taze yaprakları haşlanarak da tüketilebilir. Özellikle haşlaması sinirleri yatıştırır ve uyku getirir. Böbrek hastalıkları belirtileri görüülen hastalarda fayda göstermektedir. Köklerinin haşlanması sonucu oluşan sıvı taş düşürmede ve idrar söktürmede bire birdir.
Çuha çiçeğinin bilinen faydaları arasında baş ağrılarını dindirmesi ve migren şikayetlerini azaltması sayılabilir. Astım bronşit tedavisi gören hastalarda göğsü yumuşatarak ve öksürüğü keserek tedaviye destek vermektedir. Bu şekilde hastalarda astım bronşit belirtileri azalmaktadır.  Sağlıklı günler..

Defne Yaprağı Hem Tat Hem de Sağlık Kaynağı



Yapraklarını dökemeyen ve siyah kabuklu ağaç olarak bilinen defne ağacı, ülkemizde çoğunlukla Ege ve Akdeniz bölgelerinde bulunuyor. Genelde yemeklere lezzet vermek içi kullanılan defne yaprağı, bunun yanında bir çok tıbbi etkileride içinde barındırıyor.
Özellikle mayıs ve ekim ayında toplanan yaprakları daha faydalı oluyor. İşte defne yaprağının bilinmeyen faydaları; Kozmetik amaçlı çok faydalı olan defne yaprağı, elde edilen yağ ile antiseptik özellikliğe sahip
Defne yaprakları ile hazırlanan banyo bayanların adet öncesi gerginlik ve ağrılarına iyi gelirken, romatizma ağrılarını dindirmek içinde çok etkili. Defne yağı defne ağacının zeytine benzeyen meyvesinden çıkarılır ve bundan yapılan garlı sabun saç ve cilt sağlığı için kullanılır.
Romatizmal rahatsızlıklarda masaj yağı içerisinde lokal olarak kullanılır. Sedef ve egzemada kullanılan bitkisel kremlerin içinde de bulunur. Defne yağının spazm çözücü yangı ve ağrı giderici etkisi bulunur. Defne yağı Hatayda sabun yapımında kulanılır.
Defne sabunu saç diplerindeki gözenekleri açar ve saç dibi tahrişlerini onarırıcı etki gösterir. Defne yağlı sabun cilt güzelliği için kullanılır. Defne sabunu derideki gözenekleri açıp rahatlatır. Kuru cildi nemlendirir. Sağlıklı günler! :)

Gençlik elmada saklı!



Elmada hayat var..
Elma yediğinizde vücudun bağışıklık sistemini güçlendirmiş ve rejimi bozmamış oluyoruz.
Elmanın yararlarını saymakla bitiremezsiniz. Günlük 1 adet elma ile gününüzü zinde ve sağlıklı kılmanız mümkün.
Elmanın başlıca yaraları şunlar:
55 kalorilik bir adet orta boy elma tatlı krizi ve zayıflama diyetleri için çok iyi bir alternatif oluşturur.   Özellikle kabuk ve kabuğa yakın kısımları C vitamini açısından oldukça zengin. Bu da hastalıklara karşı direncin artmasını sağlar. Antioksidan görevi görür, vücuttan kanser yapıcı öğeleri temizler
Kas ve sinir sisteminin düzgün çalışması için gereklidir.  Sağlıklı büyüme, gelişme ve hücre yenilenmesini sağlar. Cildi yaşlanmaya karşı korur. Kalp rahatsızlıklarına iyi gelir. Ayrıca tansiyonu dengeler.
• İdrar söktürücüdür ve çok iyi bir lif kaynağıdır. Kolesterolü düşürür ve kan şekerini dengede tutar. Romatizmal ağrılara iyi gelir ve mide rahatlatıcıdır.  Kansızlığın ve kabızlığı engellenmesine yardımcı olur.
Sağlıklı günler.. :)

Kadınlar Bu Gıdalarla Daha Sağlıklı Olacak



Bu gıdalar kadınlar için..
Yiyip içtiğimiz besinler ile sağlıklı kalmak arasındaki güçlü bağı hepimiz bilsek de iş uygulamaya gelince başarılı olamıyoruz.
Doğru seçilen besinler sağlıklı, fit,ve de genç kalmanın mümkün olduğunu söyleyen Diyetisyen Nilay Keçeci, sofralardan eksik edilmemesi gereken 9 süper gıda önerisi ve bunların faydalarını sıraladı:
Brokoli
Özellikle cilt sağlığı açısından olumlu etkisi olan brokoli, antioksidan özelliği ile cilt yenilenmesini hızlandırır ve yaşlanmayı geciktirir. Cildimizi esnek tutar, morarma ve çürümenin önüne geçer, kansere karşı korur. Akne oluşumunu önler, cilt kuruluğunu azaltır. Bunun yanında mide ve bağırsak sistemimizin düzenlenmesinde de olumlu etkileri vardır.
Havuç
A vitamini içeriği de yüksek olarak bilinen havuç, hem sinir sistemi hem göz hem de cildimiz için oldukça önemli bir gıdadır. Cilde parlaklık verir, nem kazanmasını sağlar ve yenilenmesine yardımcı olur. Kabızlığa iyi gelir, kalp dostudur ve iltihabik hastalıklarda etkilidir.
Kivi
Kivi hem vücudu mutluluk veren seratonin hormonunun salgılanmasına yardımcı olur hemde cildi güzelleştirir ve besler, kolestrerol düşürücü ve tansiyon düşürücü etkileri bulunmaktadır. C vitamini içeriği yüksek olan kivinin içeriği hücre DNA sını korur, kan şekeri regülasyonuna yardımcıdır
Düşük yağlı yoğurt
Yoğurtta bulunan faydalı bakteriler barsakları ve sindirim sistemini düzenliyor ve rahatlama sağlıyor. Bunun yanında kadınlarda mide ülseri ve vajina enfeksiyonu risklerini azaltıyor. Henüz kanıtlanmamış olmakla birlikte, haftada üç ila beş kez tüketilen az yağlı yoğurdun kadınlarda göğüs kanseri riskini azalttığı yolunda görüşler var.
Yağlı balıklar
Balıkların en faydalı yeri olan omega-3 yağ asitlerini haftada iki üç kez yiyerek almak mümkün. Somon, sardalye vb. gibi balık çeşitleri, hücre zarını güçlendirdikleri gibi, kalp hastalığı, hipertansiyon, depresyon, eklem ağrısı gibi rahatsızlıklara karşı korunmaya katkıda bulunuyorlar.
Fasulye
Protein ve lif açısından son derece zengin olan fasulyeyi haftada üç dört kez tüketmekte fayda var. Fasulye kalp krizi ve göğüs kanseri riskini azaltmakla kalmıyor ayrıca kadınlık hormonlarının dengeli ve istikrarlı olmasına da katkıda bulunuyor. Uluslararası kanser araştırmalarına yer veren International Journal of Cancer adlı bilimsel makale dergisi araştırmacıların fasulye türlerinin ve mercimeğin göğüs kanserini önleyici etkileri olabileceğine dair bazı çalışmalar bulunduğunu duyuruyor.
Tüm kırmızılar
Kadınların domates, kan portakalı ve karpuz gibi likopen zengini gıdaları haftada üç – beş kez tüketmeleri tavsiye ediliyor. Güçlü bir antioksidan olan likopenin erkeklerde prostat kanseri riskini azalttığı gibi, kadınlarda da meme kanseri riskini azalttığını ortaya koyan yeni araştırmalar var.
D vitamini ile takviye edilmiş az yağlı süt veya portakal suyu
Kadınların günde belirli miktarlarda D vitaminine ihtiyacı bulunuyor. Kalsiyumun kemiklere faydalı olabilmesi için barsaklardan emilmesi gerekiyor. D vitamini alımı kadınlarda kalsiyum kaybı nedeniyle kemik kırılmalarına kadar olumsuz sonuçlara yol açabilen osteoporozun yanı sıra şeker hastalığı, multipl skleroz (MS), göğüs, kolon ve yumurtalık kanseri risklerini de azaltıyor. Kaliforniya Üniversitesi’nde yapılan araştırmalar D vitaminin barsak ve yumurtalık kanserini önleme potansiyeli olduğunu ortaya koydu.
Çilek ve böğürtlen
Çilek, böğürtlen, kızılcık ve ahududu gibi meyveler aynı şarapta olduğu gibi anti kanserojen özelliklere sahip ve hücre onarıcı olduğu bilinen antokyan maddesini içerirler. Antokyanlar meme, mide ve bağırsak kanseri risklerini azaltan önemli antioksidanlar arasındadır. C vitamini ve folik asit açısından çok zengin olan bu meyveler, cildin yaşlanmaya karşı korunmasına da katkıda bulunuyorlar.
Sağlıklı günler hanımlar..

Kuru Kayısıyı Sakın Küçümsemeyin!



Kuru kayısı candır! A vitamini ve potasyum açısından zengin olan kuru kayısının işte en önemli 5 faydası…

Sindirim sorunlarına ve hazımsızlığa iyi gelir.Yemekten önce tüketilen 3 veya 5 adet kayısı sindirimi kolaylaştırır.
Raşitizm gibi kemik hastalıkların tedavisinde birebirdir.
İçerisinde bolca A vitamini bulundurmasından dolayı egzama, güneş yanığı yada soğukta tahriş
olan cilt için kuru kayısı önde gelir. Aynı zamanda içeriğinde bulunan potasyum sayesinde kalbin verimli çalışmasını sağlar.
Ve son olarak ta kemiklerin daha düzgün ve sağlam olmasında da önemli rol oynar..

Metabolizmayı Hızlandırmak İçin Dereotu Tüketin! İhmal etmeyin!

İnsan sağlığına fazlasıyla faydalı olan dereotu, metabolizmayı hızlandırarak ödem atmamızı kolaylaştırır.
Dereotu, kilo kaybını hızlandıran ve bu dönemde kullanılması sıklıkla önerilen bir bitkidir.
Dereotu,maydanozgiller ailesinden ve koyu yeşil ipliksi yaprakları olan kokulu bir bitkidir. Nemli toprakları sever ve çoğunlukla sonbaharda toplanır. Tat ve aroma vermesi için salata veyemeklerde kullanılır.Özellikle Türk mutfağında önemli bir yeri olan tarhana çorbası ve cacık bu yemeklerin başında gelir.
Dereotu ayrıca sağlığa da oldukça yararlı bir bitkidir;sindirimi kolaylaştırır, ağız kokusunu giderir, uykuyu düzenler,sinir zafiyetini giderir. Aynı zamanda çocuklarda oluşan kolik ağrılarına iyi gelir ve anne sütünü çoğaltır. Ancak hamilelik döneminde kullanılmaması gerekir,aybaşı kanamalarını artırdığı gibi gebelerde düşüğe neden olabilir.
Tüm bu faydaların yanında dereotunun önemli bir diğer özelliği de kilo verme süreci ve tiroid hormonları üzerindeki olumlu etkisidir.Dereotu tiroidnodüllerinin ufalmasını sağlar, ayrıca tiroid üzerindeki dengeleyici etkisi ilehipotiroid(tiroidin yavaş çalışması) veya hipertiroid (tiroidin hızlı çalışması) üzerinde olumlu etki gösterir.Kilo durumu tiroid ile bağlantılı olabildiğinden, tüm bunlara bağlı olarak dereotu kilo kontrolünde de oldukça etkilidir. Aynı zamanda ödem sökücü özelliğiyle vücuttaki fazla suyun atılmasını da sağlar.Antiseptik özelliği ile ishalintedavisine yardımcı olur, kalsiyum yönünden oldukça zengindir ve kansere karşı koruyucu etkisi vardır.
 Dereotu candır! CAN!

Yeşil Çay Ömrü Uzatıyor!


Yeşil çay mı? Araştırmalar çay çeşitlerinin sağlığa faydalarını her geçen gün ikiye katlamaktadır..
40.000 Japon üzerinde yapılan 10 yıllık bir araştırmada, günde 3-4 bardak yeşil çay içen yetişkinlerde erken ölüm riskinin % 26 oranında azaldığı kaydedildi. Yeşil çay kanser riskini azaltır. Yeşil çay, C vitamininden 100 misli daha etkili ve E vitamininden 25 misli daha iyidir. Bu durum kansere bağlı olduğuna inanılan hücrelerin korunmasına yardım eder. Yeşil çay, kolesterol seviyesini düşürerek, kalp hastalığına ve felce karşı koruyucu olur. Kalp krizinden sonra bile, hücre ölümlerini önler ve kalp hücrelerinin geri kazanılmasını hızlandırır. Yeşil çay, serbest radikallere karşı savaşan Polyfenol adlı bir antioksdan içerir. Bunun anlamı, yaşlanmaya karşı savaşmada ve uzun ömürlü olmayı desteklemede yardımcı olur.
Yeşil çay yağları yakar ve metabolizma hızına doğal olarak destek sağlar. Bir günde 70 kaloriye kadar yakar. Bunun anlamı 1 yılda 3-4 kg zayıflama demektir. Yeşil çaydaki antioksidan, kırışma ve cilt yaşlanmasına neden olan serbest radikallerin zararlı etkilerine karşı cildi korur. Yeşil çay ayrıca cilt kanserine karşı savaşa da yardımcı olur.
Yeşil çay, romatoid artrit riskine karşı koruma ve azalma sağlar. Yeşil çay, kıkırdak dokuyu tahrip eden enzimi bloke ederek, bu dokuyu koruyarak sağlığınıza faydalı olur.

Yoğurtla Kansere Karşı Korunurken Zayıflayın! Harika...

Yoğurtla zayıflamak hayal değil..
Yoğurt içeriğindeki kalsiyum ve fosfor sayesinde diş dostudur. Sağlıklı dişler için yoğurt tüketiminizi artırın.
Ayrıca yoğurttaki proteinin cildin gençliği ve güzelliği için de faydalı olduğunu unutmayın. Bağışıklık sistemini güçlendiren, vücudu kanserden, mide ve bağırsak hastalıklarından koruyan, kemiklerin güçlenmesi açısından da çok önemli olan yoğurdu yağsız olarak tüketmek kilo kontrolünde size yardımcı olacak.
Yoğurtla cildiniz için faydalı maskeler hazırlayabilirsiniz. Cildiniz kuru ise yağlı, aksi takdirde düşük yağlı bir yoğurt tercih edin. Önce yüzünüzü ılık su ve hafif bir temizleyici ile yıkayın. Ardından yüzünüzü güzelce kurulayın ve parmaklarınızla yoğurdu yüzünüze yayın. Yoğurdu masaj yaparak tüm yüzünüze yayın ve ince bir tabaka haline getirin. Bu maskeyi 15-20 dakika kadar yüzünüzde beklettikten sonra nazikçe yıkayın ve bunu 3-4 günde bir tekrarlayın.
Başarılar..

Ağız kokusundan kurtulun!



Ağız kokusu tam bir baş belasıdır.. Ağız kokusu çoğunlukla ağız ve diş hastalıkları kaynaklı bir sorundur. Diş çürüğü, dişeti hastalığı, hatalı yapılmış ya da eskimiş, kırılmış dolgu ve protezler, diş ve dişeti apseleri, sigara kullanımı, ağız bakımının ihmali, ağız kuruluğu (Ağızdan solunum, bazı ilaçlar, tükürük bezi hastalıkları kökenli kuruluk) bunlardan bazılarıdır.
Ağız Kokusunun Başka Faktörleri de Bulunmaktadır
Sinüs, akciğer, boğaz enfeksiyonları,
Gastrit ve ülser gibi sindirim sistemi hastalıkları
Karaciğer ve böbrekteki bazı bozukluklar
Metabolizma bozuklukları
Şeker hastalığı (Diyabet)
Diş eti kanaması da yüksek oranda ağız-diş sağlığının bozulması ile bağlantılı bir sorundur.
Öncelikle ağız kokusunun sebebini bilmek gerekir. Ama ağız hijyeni çok önemlidir. Ağız ve diş temizliği ile birlikte ağızdaki bu kötü kokuyu bazı besinlerle veya yiyeceklerle yok edebiliriz.
*2-3 Taze maydanoz yaprakları iyice çiğnenerek yutulursa 2-3 saat kadar ağız kokusunu yok eder. Güncel hayatta pratik bir uygulama olarak kullanılabilir.
* Dereotu tohumundan birkaç tane ağzınıza alın ve çiğneyin, nefesiniz mis gibi kokacaktır.
Hamilelerin dereotunu sürekli olarak tüketmeleri sakıncalıdır. Yarım litre suya birkaç çay kaşığı dereotu yaprağı veya dövülmüş tohum koyun kaynatıp için.
* Yemeklerden sonra karanfil çiğneyin, karanfilin yağıda anti bakteriyel olduğu için, karanfili ağzınızda uzun süre tutabilirsiniz.
* Ağzınızı her gün bir kaç kez ada çayı ile gargara yapın, bu ağızdaki yaralara ve nefesinizdeki pis kokulara iyi gelecektir. Nane ve maydanozda olduğu gibi adaçayı da nefes tazeleme özelliğine sahiptir.
* Ağız kokusu problemine nane çayı en etkili çözümdür.
* Her yemeğe tarçın konulmaz onun için tarçını koyabileceğiniz her yiyeceğe koyun ve içeceklerinizde de kullanın, zira tarçın ağızdaki bakterilerle çok iyi savaşır. Bulabilirseniz tarçınlı ve şekersiz sakızlardan çiğneyebilirsiniz.

Ağız Kokusuna Anasonlu Çözüm!

Anason önemlidir ya.. Anason tüm dünyada özellikle sindirim sorunları için geniş çapta kullanılan bir bitkidir. Yemeklerden sonra içilen anason çayı sindirime yardımcı olarak hazımsızlığı ve şişkinliği giderir. Geleneksel olarak öksürüğün tedavisinde ve ağız kokusuna karşı kullanılır. Ağız hijyenini sağlamak için gargara suyu hazırlanabilir.
Anason yağı saçlarda bitlenmeye karşı etkilidir ve tarihte bu özelliği ile pek çok farklı kültürde kullanılmıştır. Bağırsak iltihabının tedavisinde anason yağı oldukça etkilidir.
Etkili bir balgam söktürücüdür
Boğaz ağrılarını hafifletir
Akciğerleri rahatlatır
Soğuk algınlığının daha çabuk geçmesini sağlar
Sinüzite iyi gelir
Bronşit tedavisinde kullanılır
Kolik tedavisine yardımcı olur
Şişkinliği azaltır
Hazımsızlığa iyi gelir
Hıçkırıktan kurtulmak için kullanılır
Anason Çayı Nasıl Hazırlanır?
Anason çayını bitkinin taze ya da kurutulmuş yaprakları ile tohumlarından hazırlayabilirsiniz. Bir bardak anason çayı için 1 çay kaşığı kurutulmuş anason yaprağı veya 3 çay kaşığı taze yaprak yeterlidir. Kaynamış suya bu miktarlarda anasonu atarak ateşi kapatın ve çayın 5-10 dakika demlenmesini bekleyin. Eğer çayı kurutulmuş anason tohumlarından yapacaksanız 1 çay kaşığı tohumu havanda iyice ezdikten sonra suya atın ve demlenmesini bekleyin. Uyku verdiği için yatağa girmeden önce içilmesi tavsiye edilir.
Anasonun Yan Etkileri
Anasonun yan etkileri konusunda bilimsel araştırma bulunamamasına karşın genel olarak tüketilmesi güvenli bir bitki olarak kabul edilmektedir. Yine de yüksek tansiyonu bulunan hastaların, hamilelik ve emzirme dönemindeki kadınların anason çayı veya yağı kullanması tavsiye edilmez.


Dişeti Kanamasını Ciddiye Alın.. Onlar sizi ciddiye alıyor..


Dişeti kanaması çoğunlukla ağız diş sağlığı ile ilgili bir sorun olmakla birlikte bazen önemli bir sistemik hastalığın ağız içi belirtisi olarak ortaya çıkabilir.
*Dişeti kanamasına burun kanaması da eşlik ediyorsa,
*Diş çürüğüne eğilim arttıysa,
*Yorgunluk, halsizlik ve solunum güçlüğünden şikayetçi iseniz,
*Ciddi bir kansızlık sorunu varsa,
Bu belirtilerin yanı sıra özellikle bacaklarınızda kemik ağrısı, karında şişlik, bulantı, ateş, gece terlemesi, iştahsızlık, kilo kaybı söz konusu ise; bir tür lösemi (kanser) söz konusu olabilir.
*Kızarık, ağrılı ve kanamalı dişetiniz gri bir zarla kaplı ise, konuşurken bile acı duyuyorsanız, aşırı tükürük salgısı söz konusu ise; stres ve ağız hijyenine dikkat etmemekten, beslenme bozukluğu veya sigaradan kaynaklanan vincent enfeksiyonu hastalığınız olabilir.
Dişeti hastalığının; kalp hastalığı, kalp krizi, romatizma, şeker hastalığı ve böbrek yetmezliği ile doğrudan ilişkili olduğu doğrudan kanıtlanmıştır.
Tükürüğün koruyucu etki göstermesi ancak fırçalanmış diş yüzeylerine doğrudan temas etmesi halinde mümkündür. Diş taşı ile kaplı bir ağızda yapılan fırçalama işlemi amaca ulaşamamaktadır. Kişi ağız bakımı yaptığını sanırken, dişlere ulaşılamadığı için çabası yetersiz kalmaktadır.
Günde en az 2 kez her yemekten sonra olmak üzere, dişlerinizi fırçalayınız. Özellikle yemekten sonra şekersiz sakız çiğneyiniz, koruyucu etkisi de buna bağlı olarak çoğalır. İki diş arasındaki bölge savunma açısından ağzın öteki bölgelerine göre daha zayıftır ve buraya fırça girmesi olanaksızdır. Bu nedenle günde en az 1 kez diş ipi ile diş aralarını temizleyiniz.
Yemekten sonra diş fırçalayamayacak durumda iseniz, bir miktar peynir yiyerek, ağızda oluşacak asit düzeyini dengeleyebilirsiniz. Çünkü yemeklerden hemen sonra yiyecekler parçalanarak, şeker ve asit açığa çıkmaktadır.
Diş eti kanamaları ve diş eti iltihapları için bitkiler
250 ml kaynar su içerisine 2-3 çay kaşığı papatya kurusu atılır ve 10 dakika demlenmesi için beklenir. Hazırlanan bu papatya çayı süzülerek kullanıma hazır hale getirilir. Bu papatya çayı ile yemeklerden sonra gargara yapmak diş etlerine iyi gelir.
Dişeti iltihapları ve kanamaları için bir diğer faydalı bitki ise nanedir. Nanenin dişeti çürümelerine sebep olan organizmalarla savaşma özelliği vardır. 250 ml kaynar suya 2 çay kaşığı kadar kuru nane atılıp demlenmesi için beklenir. Bu nane çayını isterseniz içebilir ya da gargara yapabilirsiniz. Ayrıca taze nane yemek de diş eti hastalıklarına iyi gelir.
Diş kanamalaarı önemlidir.. 

Dişlerinizi Beyazlatmanın Sağlıklı Yolları Desek?


Bunu çok seveceksiniz.. Parlak beyaz bir gülümseme fikri hoşuma gidiyor, tabii ki sadece kozmetik nedenlerden dolayı değil.
Sağlıklı diş ve dişetleri, sağlıklı bedene sahip olmamızın da göstergesidir. Ağzımız tüm bedenimizin sağlığını gösteren pencere gibidir. Birçok hastalıktan doğru bir ağız bakımıyla korunabiliriz.
Diş beyazlatmanın sadece toksik kimyasallar veya lazer ışınlarıyla yapılabildiği sanılır. Ama biraz araştırmadan sonra, daha parlak, beyaz ve sağlıklı gülümseme için doğal yollar olduğu bilinir.
1. Kabartma tozu -Karbonat
Haftada bir ağzınızı çalkalarken karbonatlı su kullanın. Rengini açacaktır.
Bu gayet kolaydır. Bir tabak içinde karbonatı banyoda bulundurun. Normal macunla biraz fırçaladıktan sonra fırçanızı karbonata batırıp, fırçalamaya devam edin. Bu uygulamayı bir hafta yapıp bir hafta ara verin. Aşırı kullanmak minesine zarar verebilir.
2. Ağzı Yağlamak
Bu eski Ayurvedik tedavi yöntemi birçok soruna iyi geldiği gibi, ağız sağlığınız için de faydalıdır. Dişlerinizi beyazlatıp, sağlıklı pembe dişetlerine kavuşmanızı sağlayacaktır. Sabah rutinine eklemek oldukça kolaydır.
Diş beyazlatma yanı sıra, detoks için de faydalıdır. 1 çay kaşığı ,Hindistan cevizi yağını ağzınızda 15 dakika tutun. Daha sonra tükürün. Sonrasında ağzınızı çalkalayıp dişlerinizi fırçalayabilirsiniz. Her gün yapabilirsiniz.
3. Çilek
Kırmızı renklerine rağmen, dişlerinizi beyazlatmaya yardımcıdır. Çileklerde doğal malik asit bulunur bu da lekeleri temizlemeye yardımcıdır. . İçerdiği C vitamini de plakları temizler.
4. Yemek Yedikten Sonra Ağzınızı Durulayın
Bu özellikle koyu renkli içecek tüketenler veya parlak renklendirilmiş besinler tüketenler için çok önemlidir. Yaban mersini bulunan içecekler dişlerinize kahve, çay kadar zarar verebilir. Bu nedenle içtikten sonra ağzınızı suyla çalkalamanız önemlidir. Eğer bu mümkün olmuyorsa su içmenizi tavsiye ederiz.
5. Elektrikli diş fırçası
En iyi güzellik yatırımı elektrikli diş fırçası: Kendiniz fırçalarken yapamayacağını kadar plakları ve lekeleri yok eder.


Diş Taşları mı?!

Diş taşı bakteri plağının tükürük içindeki ve ağız ortamındaki çeşitli maddelerle birleşmesi sonucu oluşan sert bir tabakadır. Diş fırçalamayla yok edilemeyecek kadar sert bir tabakadır. Ancak profesyonel diş taşı temizleme işlemi ile giderilebilir.
Dişeti iltihabı, hemen hemen herkeste oluşabilen ve hastaların kanayacak diye fırçalamaktan bile korktuğu dişeti hastalığının ilk aşaması olan rahatsızlıktır. Dişeti şişkin, parlak, kırmızı ve kanamaya eğilimlidir.
Ağız kokusu olabilir. Bu aşamada hastalık profesyonel diş taşı temizliği ve özenli ağız bakımı ile kolayca tedavi edilebilir düzeydedir. Ancak ihmal edilirse diş taşı içeriğindeki bakteriler ve bunların ürünleri daha derin tabakaları da etkilemeye başlar.
Zamanla, diş ile kemik arasındaki bağlantı lifleri de etkilenir ve dişlerde sallanma, buna bağlı kapanış bozuklukları ve aralanmalar ortaya çıkar. Giderek dişeti çekilir, destek kemiğin yıkımını takiben dişeti cebi oluşur. Cebin içine dolan ve temizlenemeyen yiyecek artıkları ile mikroplar, ağız kokusunu daha da arttırır. Dişlerin arasındaki bölgelerden iltihap akıntısı, ağızda kötü bir tat duygusu, yiyeceklerin tadını alamama durumu ve şiddetli koku hissedilir. Dişeti hastalığı, yetişkinlerde diş çekiminin en önemli nedenlerinden biridir.
Sigaranın yanı sıra kahve, çay ve şarabın da dişlerinizde renklenmeye yol açacağını unutmayınız.
6 ay- 1 yılda bir diş hekiminize giderek profesyonel diş temizliğinizi yaptırınız.
Günümüzde ultrasonik cihazlarla çok hızlı ve etkili dişeti tedavisi yapılabilmektedir. Düzenli kontrollerde ağız sağlığı ile ilgili sorunlar başlangıç aşamasında saptanır. Ne kadar geç kalınırsa, uygulanacak tedavinin süresi, maliyeti ve zorluğunun artacağını unutmayınız.
Diş eti iltihapları ve kanamaları için nane faydalı bitkilerden biridir. Nanenin diş eti çürümelerine sebep olan organizmalarla savaşma özelliği vardır. 250 ml kaynar suya 2 çay kaşığı kadar kuru nane atılıp demlenmesi için beklenir. Bu nane çayını isterseniz içebilir ya da gargara yapabilirsiniz. Ayrıca taze nane yemek de diş eti hastalıklarına iyi gelir. Gerçekten iyi gelir..!


Dişetlerini Seven Besinler!


Beş önemlimiz! 

Yediğiniz yiyecekler dişeti sağlığını etkiler. İşte sağlıklı dişetleri için 5 önemli besin!
*Az yağlı süt ve süt ürünleri diş ve dişeti sağlığı için oldukça önemlidir. Her gün süt ürünleri tüketen kişilerin %40 daha az dişeti hastalığına yakalandığı belirlenmiştir.
*C vitamini kolajen üretimini arttırır. Zararlı serbest radikallere karşı dişetlerini korur. Narenciyelerde yoğun miktarda C vitamini bulunur.
*Yeşil çayın pek çok faydası olduğunu biliyorsunuz, karteksin denilen bir madde içeren yeşil çay, ağızdaki bakteri miktarını azaltır.Diş ve dişetlerini koruyacak bir besindir çünkü antioksidan içerir ve ağızdaki kötü bakterileri öldürür. Güzel bir gülümseme için yardımcı maddeler içerir.
*Dişlere şeker oldukça zarar verir. Şekersiz sakızların dişlere ve dişetlerine oldukça faydası vardır. Diş temizliği yapar ve tükürük üretmenize yardımcı olur.

Diş Lekelerine Bitkisel Çözümler! İşte Sizlerle..

Güzel bir gülüşün en önemli püf noktası temiz ve beyaz dişlerdir.
Gündelik hayatta tükettiğimiz çay,kahve,kola gibi besinler ve sigara gibi zararlı alışkanlıklar dişlerde koyu lekelere sebep olmaktadır.
Dişler mühim.. Dişler çok mühim.. Dişlerdeki istenmeyen siyah lekelerin temizlenmesi için evde uygulanabilecek bazı doğal yöntemler ve ayrıca diş hekimlerinin laboratuarlarında uygulanabilecek teknolojik imkanlar mevcuttur.
Bu siyah lekeler bazen dişe derinlemesine nüfuz ederek sarmış olabilir.Bu durumda temizlenmesi daha zor alacaktır, ayrıca bu lekeler diş çürükleriyle karıştırılabilir.Oluşan lekeler zamanla diş plaklarına dönüşmektedir.
Çilek bitkisinin bu lekeleri temizleyici bir özelliği vardır.Ezilmiş bir çileği diş fırçası üstüne sürerek bir hafta boyunca günde 2 defa uygulayabilirsiniz.
Adaçayını da toz haline getirerek diş fırçasıyla dişlerimize  uygulamamız diş lekerlerine karşı etkili olacaktır.
Sirkeninde yutmadan kullanılmak şartıyla ağız içindeki mikropları öldürücü etkisi vardır.
Unutmamak gerekir ki ; bu doğal yöntemleri kullanmadan önce doktorunuza danışamalısınz ve herhangi bir diş eti rahatsızlığınız varsa dikkatli olmalısınz.